YAKINIMIZDAKİ TEHLİKE: DENİZDEKİ AKINTILAR VE BOĞULMALAR
“Akıntıya Değil, Yaşama Tutunmak!”
Her yıl yaz mevsiminin büyük bir heyecanla yolunu gözlüyoruz. Yaz mevsimi aynı zamanda bizler için tatil mevsimi demek. Okulların da tatile girmesi ve sınavların tamamlanması ile kıyı kentlerimizde canlı ve hareketli günler yaşanıyor. Yazın başlamış olması, deniz sezonunun da açılması demek. Mevsim ile birlikte, üç tarafı denizlerle çevrili güzel ülkemizde havaların iyice ısınmasıyla serinlemek isteyenler denize, bu imkânı bulunmayanlar göletlere veya sulama kanallarına akın ediyorlar. Ve deniz sezonunun açılması beraberinde potansiyel bir tehlikeyi de gündemimize getiriyor. Denizi seven herkesin aslında bildiği, ama çoğunlukla önemsemediği tehlike, denizdeki boğulma vakaları ve deniz kazaları tüm uyarılara rağmen gündem oluşturuyor. Özellikle çocuk ve gençlerin denizdeki, göletlerdeki, su kanallarındaki boğulma haberleri hepimizi derinden üzüyor. Denizlerimizin yapısı, tanımadığımız kıyılar, yüzme kurallarını bilmemek, hem yetişkinler, hem çocuklar hem de gençler için ölümcül sonuçlar doğurabiliyor.
Karadeniz sahillerinde görülen ve aslında bir doğa olayı olan güçlü akıntılar, bizler için birer yaşamsal tehdit oluşturabiliyor. Karadeniz’e özgü, rüzgârlı ve dalgalı havalarda sıkça görülen ve çok kuvvetli akıntılar olarak bilinen çeken akıntılar, sığ sudan derin suya hareket eden, özellikle fırtınalı havalarda dalga yüksekliği arttıkça gücü de artan ve bazen çok iyi yüzme bilenlerin dahi karşı koyamadığı bir doğa olayıdır. Çeken akıntı, İngilizce “rip” akıntısı olarak tanımlanan bir kelimedir ve Türkçe karşılığı “yırtan” akıntıdır. Karadeniz sahil şeridinde yaşayanların “deniz çekti” şeklindeki ifadelerine uygun olarak “çeken akıntı” olarak isimlendirilir. Halk arasında yaygın olarak akıntının dibe çektiği söylentisi vardır; ancak akıntı dibe çekmez, akıntıya kapılan kişi yatay şekilde hızla kıyıdan uzaklaşıp açığa doğru sürüklenir. Boğulmalarda, bu anlarda güvenli sığ sulardan açığa doğru çekildiğini fark eden kişinin korku ve panikle çırpınarak kıyıya dönmeye çabalarken yorgun düşüp kendini su üzerinde tutamaması sonucunda gerçekleşir.
Doğu Karadeniz sahillerinin hangi noktalarında çeken akıntıların sıklıkla görülmekte olduğu henüz bilinmiyor. Bu nedenle, her sahil şeridi, dalgalı ve rüzgârlı havalarda risk oluşturabiliyor. Uzmanlar, kıyılarını çok iyi tanımadığınız yerlerde, özellikle dalga yüksekliği diz seviyesini geçen ve dalga akıntısı güçlü olan havalarda denize girilmesini tehlikeli buluyor. Uzmanlar ayrıca, deniz sezonunun açılması ile birlikte, boğulma ve denizde meydana gelebilecek olumsuz olaylara karşı ruhsatlı plaj işleten, belgeli cankurtaran istihdam etmiş, can kurtarıcı ekipman (can yeleği, can simidi, gözlem kulesi vb. ekipmanı) bulunduran, deniz eğlence araçları standartlara uygun olan ve her türlü güvenlik önlemi alınmış tesisleri tercih etmelerinin önemini vurguluyorlar.
Olası bir boğulma tehlikesine karşı alınması gereken koruyucu önlemler şunlardır:
Dalgalı ve rüzgârlı havalarda denize girmeyiniz.
Denize girmek için cankurtaran ve sağlık ekibi bulunan sahil ve plajları tercih ediniz.
Çocuklarınız denizdeyken gözlerinizi onlardan ayırmayınız.
Kendiniz ve çocuklarınız için denizde su yüzeyinde kalmanızı sağlayacak can yeleği, can simidi gibi kurtarıcı malzemeler bulundurmayı ihmal etmeyiniz.
İyi yüzme bilmiyorsanız, kesinlikle tek başınıza denize girmeyiniz. Yanında kurtarma malzemeleri bulunan ve iyi yüzme bilen birisini gözcü olarak sahilde bırakınız.
Tüm bunlara dikkat etmenize rağmen “çeken bir akıntı”ya kapılırsanız:
Sahile doğru yüzmeye çalışarak kendinizi yormayınız.
Akıntının sizi sürüklemesine bir süre izin veriniz.
Akıntı zayıfladığında sahile değil, yanlara doğru (paralel), sağa veya sola yüzerek akıntıdan kurtulunuz.
Akıntısız rotaya ulaştığınızda, sahile doğru yüzmeye çalışınız.
Sahile yüzemeyecek durumdaysanız, su üzerinde kalmaya çalışınız ve elinizi kaldırarak yardım isteyiniz.
Enerjinizi boşa harcamamaya çalışınız.
Bu esnada lütfen sakin olunuz. Sakin kalmak ve panik içerisine girmemek hayatınızı kurtaracaktır.
Çeken akıntıya yakalanan kişinin yapacağı en yanlış hareket akıntıya ters yönde, akıntı kanalı içerisinde sahile doğru yüzmeye çalışmaktır. Bu şekilde kişi güçlü akıntının etkisi ile hem çok zorlanacak hem de kurtulamadığı için panik yapacaktır.
Doğru davranış, akıntı çok güçlü ise kendini bir süre akıntıya bırakıp, akıntının zayıfladığı yerde sağa veya sola yüzerek akıntı bölgesinden uzaklaşmaktır (Kaçış yönlerini gösteren Şekil-1 ve Şekil-2’ye bakınız).
Deniz içerisinde elini kaldıran birini gördüğünüzde bu kişinin yardıma ihtiyacı olduğunu biliniz! Kişiyi sakin olması konusunda (ses vb. yollarla) uyararak cankurtaran çağırınız.
Cankurtaran yoksa can simidi, halat vb. deniz malzemeleri atarak yardım ediniz.
Bu esnada önce kendi güvenliğinizi sağlayınız. Sakin, bilgili ve kendinize güveniniz varsa yardım ediniz. Telaşlı ve heyecanlı iseniz tehlikeye atılmayınız, çevreden yardım isteyiniz.
Deniz kıyafetlerine özen göstermeli, ağırlık yapacak kıyafetlerle denize girmenin tehlikeye işaret ve boğulmaya neden olabileceğini unutmayınız.
Suda boğulmalarda ilk yardımın önemi çok büyüktür. İlk yardım yapabilmek ve ilk yardımcı olabilmek için İlk Yardım Yönetmeliğine uygun “Sertifikalı İlk Yardım Eğitimi” alınız.
Akıntıya değil, yaşama tutunun; hayata can simidi olunuz.
Şekil 1 Kıyıya Paralel Kaçış Yönü
Şekil 2 Kıyıya Paralel Kaçış Yönü
Kaynaklar:
İstanbul Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü “Akıntıya Tutulma; Yaşama Tutun Projesi-2013”
İstanbul Teknik Üniversitesi “Çeken Akıntılar ve Suda Boğulmalar Çalıştayı-2013”